Birleşik Kamu-İş: Açlık Sınırı 26 Bin Lirayı Aştı

İşte haber metninin haber editörü gibi düzenlenmiş hali: AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI REKOR SEVİYEDE Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun Nisan 2025 araştırması, Türkiye'deki geçim koşullarının vahametini gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin 178 liraya, yoksulluk sınırı ise 79 bin 413 liraya yükseldi. Enflasyonun temel ihtiyaçlar üzerindeki yıkıcı etkisi, vatandaşların alım gücünü her geçen gün daha da eritiyor. ENFLASYON VATANDAŞIN GEÇİMİNİ ZORLAŞTIRIYOR Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı KAMU-AR'ın Nisan 2025 raporu, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken harcamaların, enflasyonun etkisiyle ciddi şekilde arttığını ortaya koydu. Açlık sınırı bir ayda 452 lira artarak 26 bin 178 liraya yükselirken, yoksulluk sınırı ise bin 182 lira artışla 79 bin 413 liraya ulaştı. Araştırmada, yüksek enflasyonun sadece gıda ürünlerinde değil, barınmadan ulaşıma kadar pek çok temel ihtiyaç grubunda da fiyat artışlarına neden olduğu vurgulandı. Son bir yılda açlık sınırında 6 bin 288 lira, yoksulluk sınırında ise 21 bin 208 liralık artış kaydedildi. KAMU-AR verilerine göre, 2025 yılında geçerli olan 22 bin 104 liralık asgari ücret, Nisan ayı itibarıyla açlık sınırının 4 bin 74 lira altında kaldı. Bu durum, dört kişilik bir ailenin yalnızca 25 günlük gıda ihtiyacını karşılayabilecek bir seviyeye işaret ediyor. Ailede iki kişinin asgari ücretle çalışması halinde dahi toplam gelir yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Öte yandan, yıl içerisinde 14 bin 469 lira olarak belirlenen en düşük emekli aylığının ise sadece 16 günlük beslenme harcamasına yetebildiği tespit edildi. SONUÇ Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun raporu, Türkiye'deki ekonomik koşulların ne kadar zorlu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Açlık ve yoksulluk sınırının asgari ücret ve emekli maaşlarının çok üzerinde seyretmesi, milyonlarca vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandığını gösteriyor. Enflasyonla mücadelede kalıcı çözümler üretilmemesi halinde, bu tablonun daha da kötüleşmesi kaçınılmaz görünüyor.

Haber Merkezi