Fatih Altaylı’dan Yılmaz Özdil’e, “Böyle palavracılık olur mu?”
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir depremi ile ilgili olarak CHP’yi suçladığı ve 1939 Erzincan depreminde Öztrak’ın dedesinin İçişleri bakanı olduğunu söylemesi bir düzeltme yazası kaleme almıştı. Özdil yazısında, “Erzincan depremi olduğunda Celal Bayar Başbakandı. 10. Hükümet işbaşındaydı. İçişleri Bakanı Refik Saydam’dı. Bugünkü Faik Öztrak’ın dedesi Faik Öztrak kabinede yoktu. Celal Bayar Erzincan depreminden 1 ay sonra görevi bıraktı. 11. Hükümet kuruldu. Faik Öztrak anca o zaman, yani depremden 1 ay sonra Bakan oldu. Asrın liderimiz dönemin İçişleri Bakanı olarak gösterip başarısız olduğunu söylüyor. Halbuki deprem sırasında İçişleri Bakanı olan refik saydam çok başarılı olduğu için 11. Hükümete Başbakan yapıldı” ifadelerini kullanmıştı.
Salgın kırana dönüşürken Bilim Kurulu üyeleri sus pus
Yılmaz Özdil’in bu yazını gecikmeli olarak okuduğunu belirten Fatih Altaylı kaleme aldığı köşe yazasında,
“Ancak bu çok okunan yazarımızın bu yazısı elden ele paylaşılıyor. Kimse de “Ulan bu ne saçmalık. Böyle palavracılık olur mu?” demiyor.
Erzincan Depremi sırasında hükümet başarılıdır, başarısızdır yorumlayamam.
Fakir ve gelişmemiş bir ülkenin o günü ile bugünü kıyaslanamaz.
O zaman Erzincan Depremi sonrasında da dönemin Cumhurbaşkanı, 1509 Depremi için Sultan Bayezid’i suçlardı.
Ayrıca de ki, o günün İçişleri Bakanı başarısız, hangimiz dedemizin başarısından veya başarısızlığından sorumluyuz.
O da ayrı konu.
Ama tarih hele kayıtlı yakın tarih bu kadar palavra kaldırmaz.
Asrın yazarı Yılmaz Özdil’in verdiği tüm bilgiler YANLIŞ.
1939 Erzincan Depremi Aralık ayında oldu.
Yılın son ayında.
Celal Bayar ise Başbakanlığı 1939 yılının Ocak ayında, depremden 10 ay önce bıraktı.
Palavra inandırıcı olsun diye o kadar sıkı sallanmış ki, palavra tarihe inandırıcı olsun diye kulp da uydurulmuş “Refik Saydam depremde İçişleri Bakanı imiş de, çok başarılı olduğu için depremden sonra Başbakan yapılmış.”
Bir yandan da tarih yazarlığına soyunmuş birinin, bu kadar bariz yanlışına mı üzüleyim, yoksa bu yanlışını kimsenin görmemiş olmasına mı bilemedim doğrusu.
Fatih Altaylı’nın yazısı için tıklayınız…
HABERE YORUM KAT