Dar anlamıyla ise cin kelimesi, ruhanî varlıkların bir kısmını belirtmek için kullanılır.
Cinlerin merak edilen varlığı



Cinler, duyu organlarıyla algılanamayan varlıklar olduğu için, onlar hakkındaki tek bilgi kaynağı vahiydir.

Kur'an'a göre insan topraktan, cinler ise ateşten yaratılmıştır.

Kur'an'da cinlerden bahseden, yirmi sekiz âyetten oluşan ve Cin sûresi diye bilinen bir sûre bulunmaktadır.

Cinlerin bir kısmı müslümandır.

Kâfir olanları cinlerin çoğunluğunu oluştururlar.

Cinler çeşitli şekillere girebilecek ve insanların yapamayacağı bazı işlerin üstesinden gelebilecek yetenekte yaratılmıştır.

Cinin Hz. Süleyman'la karşılıklı konuşması, onların gözle görülebilecek bir şekle girebileceklerine işarettir.

Cinlerin mutlak gayba dair bilgileri yoktur.

Ancak bu durum, cinlerin insandan daha üstün varlıklar olduğunu göstermez.

Cinler de insanlar gibi iman ve ilâhî emirlere itaat etmekle yükümlüdürler.

Cinler tıpkı insanlar gibi yerler, içerler, evlenir ve çoğalırlar, erkeklik ve dişilikleri vardır, doğar, büyür ve ölürler.

Bazı durumlarda cinlerin insanlara zarar vermesi söz konusu olabilirse de, müslüman bir kimsenin cinlerden korkmaması ve Allah'ın izni olmadan, bir varlığın başka bir varlığa zarar veremeyeceğine gönülden inanması gerekir.

Nitekim Hz. Peygamber'in de cinlerin insanları etkilemesine karşı Âyetü'lkürsî'yi,

Ve Nâs sûrelerini okuduğu bilinmektedir (bk. Buhârî, “Vekâle”, 10; “Fezâilü'l-Kur'ân”, 10; Tirmizî, “Tıb”, 16).















