Düşmanlarını avlamak için nasıl manken örümcek yapıyorlar? yaptıkları ağlar çelik telden daha dayanıklı nasıl oluyor? dişi örümcek çiftleştikten sonra erkeğini neden yer? İşte örümcekler hakkında çok az bilinen mucizeler...
Örümcek ağının mucizevi özellikleri


Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 20 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır.

Hemen hemen her yerde rastlanan örümcek ağı, aslında bir sanat şaheseridir. Yapılış maksadı avlanmak olan ağ, bir nevi tuzaktır. Fakat her örümcek türü ağ yapmaz.

Örümcek ağının esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmiş en iyi telin neredeyse dört katıdır.

Ancak bütün örümcekler ağ tellerinden yumurtalarının etrafını saran kozalar yaparlar. Bazıları da ağ bezlerini, yaprakları yapıştırmakta, yuvalarının içini döşemede, açtıkları çukurun çevresini kapatmakta vs. işlerde kullanırlar.

Ağ kurmayan bu tür avcı örümcekler de, arkalarında ağdan bir iz bırakarak, rüzgarla sürüklenmekten korunurlar. Erkekler, dişileri bulmakta da bu izlerden faydalanırlar.

Genç örümcekler, ağ tellerinin sayesinde uzun mesafelere uçabilirler. Bunun için telin bir ucunu bir yere bağlayarak kendilerini hava akımlarına bırakırlar. Böylece yerlerinden havalanan örümcekler, karada 5 km, denizde ise yüzlerce km uzaklara savrulabilirler.

Örümceklerin vücutları iki parça olup arka kısmındaki bezlerden ağ üretimi başlar, buradaki çok ince deliklerden sıvı ve damlalar halinde verilen ağ malzemesi dışarı çıkar çıkmaz donar.

Örümcek ağının her tarafı yapışkan değildir.Örümcekler ağın yapışkan olmayan kısımlarını bildikleri için avlarına doğru güvenle gidebilirler.

Bazı örümcekler düşmanlarından korunmak için çeşitli hilelere başvururlar. Güneydoğu Asya'da bir örümcek türü yaptığı büyük ve dairevi ağının ortasında durur. Bu duruş örümcek yiyen kuşlar için kolay bir hedef teşkil eder.

Örümcek, düşmanlarını yanıltmak için birkaç adet sahte ağ merkezi tesis eder. Yediği avlarının kalıntılarını da ağ merkezlerine takarak manken örümcekler kullanır.

Başka bir örümcek çeşidi de diken ve ağaç kabuklarından manken örümcekler yapar. Örümcek ağlarının ipleri ipektir. Bu iplikler, aynı çaptaki çelik telden daha sağlamdır.

Örümcekler ağlarını kurmak için iki ayrı yüzeye ihtiyaç duyarlar. Ağlar genellikle iki duvarın birleştiği bir köşe ya da iki dal arasında kuruludur. Ancak bazı örümcekler tek bir yüzeyi kullanarak ağlarını yapacak kadar ustadırlar.

Örümcekler ağını kurmak için yeterince uzun, esnek bir dal tespit ederek işe başlar. İplikçiğini dalın ucuna sıkıca yapıştırır. Örümcek bir yandan dalın aşağı tarafına doğru yürürken diğer yandan iplik- çik salgılamaya devam eder.

Belirli bir uzaklığa gelince durur ve iplikçik salgılamayı keser. Salgıladığı iplikçiği kuvvetli bir biçimde kendine doğru çekmeye başlar. Bunun sonucunda dal bir yay gibi bükülür.

Örümcekler ağlarını, avlamak istedikleri hayvanın boyutuna göre örerler. Örneğin Güney Amerika örümceği, Eylül ayında yeni yuvalar aramaya çıkan beyaz karıncaları daha kolay yakalayabilmek için sık gözlü ağlar örerken, avlamak istediği böcek, büyük boyutlu bir kelebek olduğunda ördüğü ağın gözleri büyümekte, sağlamlığı ve esnekliği daha da artmaktadır.

Örümcekler kendileri için çok değerli olan ağlarını genellikle tenha yerlere kurarlar. Bunun nedeni hayvanlar veya doğa şartları tarafından ağın bozulmasını önlemektir.

Ağlarını korumak için örümcekler son derece ilginç yöntemler kullanırlar. Bu yöntemlerin en ilginçlerinden bir tanesi de Orta Amerika'da yaşayan Argiope örümceklerinin ağlarında görülür.

Bu örümcekler ağlarına parlak beyaz renkte, zig-zag şeklinde işaretler koyarlar. Bu işaretler kuşlar için bir uyarıdır ve ağın içinden geçmemeleri gerektiğini hatırlatmaktadır.

Ayrıca bu işaretler örümcek tarafından saklanmak için de kullanılır. İşaretlerin arkasında duran örümcek, bu şekilde avının kendisini görmesini engeller.

Dünyanın en büyük örümceği ise Güney Amerika'nın kuzey kısmında yaşayan 'Goliath Trantula' isimli dev örümcektir.

Erkek tarantulanın bacak boyu 25 santimetreyi bulur. Kurbağaları, kertenkeleleri, fareleri ve hatta küçük yılanları yakalayıp yiyecek kadar güçlüdür.

Örümcekler, diğer böceklerden farklı olarak sekiz bacağa ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasında bir bacak kırılırsa yerine yenisi gelebilir.

Karadul türündeki örümceklerde erkeğine göre 4 - 5 kat büyük olan dişinin çiftleştikten sonra erkeğini yediği görülür.

Ancak bu erkeklerin bir gecelik zevk uğruna katlandıkları bir sonuç değil, kendi nesillerini devam ettirebilmek, kendi evlatlarını ürettirebilmek için kendilerini dişiye kurban etmeleridir.

Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala başaramayan bilim insanlarının örümcek çiftliği kurup, örümcekleri sağarak, ipliklerini aldıklarını biliyor muydunuz?

Panama ve Costarica’da yaşayan ve yaklaşık 2,5 cm. uzunluğundaki örümceğin sarı renkli ipeği, normal kullanılan suni liflerden çok daha dayanıklı.

Her örümcek tek tek sağılarak ve incecik ipeğinden bir tel alınıp hayvana zarar verilmeksizin elektrikli motor vasıtasıyla bir makarayla sarılıyor. Böylece her gün 320 metre uzunluğunda 3 ila 5 miligramlık bir ipek elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kurşun geçirmez yelek yapmada kullanılıyor.

110 milyon yıllık örümcek ağı Bilim insanları İspanya’da şimdiye dek bilinen en eski örümcek ağı kalıntısı keşfetti. Ağın içinde örümceğin avladığı canlıların fosilleri de bulundu. Uzmanlar, örümceklerin ağ örmeye 136 milyon yıl önce başladığını düşünüyor.