Haberciniz
  • Güncel
  • Spor
  • Magazin
  • Siyaset
  • Dünya
  • Asayiş
  • Ekonomi
  • Sağlık

Osmanlı'da cellat olmak

Osmanlı'da cellat olmak 1 140

Ölülerden ve ölümden bahsetmek her zaman korkutmuştur insanoğlunu... Düşünsenize ölümden bu kadar korkan insanların cellatlar için neler düşündüğünü?

Osmanlı'da cellat olmak 2 240

Cellatlar ayrı yerlere defnedilmiş: Her toplumda cellatlar korkulan hatta kimilerince lanetlenen kişiler olmuşlardır. Öyle ki Osmanlı döneminde cellatlar sadece yaşarken değil, öldükten sonra bile toplum tarafından dışlanmış ve mezarları bile ayrı tutulmuş.

Osmanlı'da cellat olmak 3 340

Mezar taşlarında yazı yok: Eyüp Mezarlığı'ndaki, Pierre Loti kahvesinin çevresinde yer alan ve başlarında dikdörtgen taşlar bulunan bu mezarlık dünyada tek cellat mezarlığı olma özelliğini taşıyormuş. Taşıyormuş diyoruz çünkü....

Osmanlı'da cellat olmak 4 440

Cellat mezarlarının yerinde apartmanlar: Yüzlerce cellatın mezarının bulunduğu bu mezarlar zamanla yok olmuş. Günümüzde sadece sekiz dokuz tanesi kalmış durumda. Cellat mezarlarının yerinde şimdi apartmanlar ya da başka insanların mezarları yer alıyor.

Osmanlı'da cellat olmak 5 540

Bölge halkı mezarlarla iç içe: Eyüp Mezarlığı ile iç içe girmiş mahallelerde oturanlar için, ölülerle komşu olmak gayet normal ve alışılmış bir durum. Çocuklar bile korkmadan mezarların arasında oyunlar oynuyor. Bazı yollar ada ada yer alan mezarların adasından geçiyor.

Osmanlı'da cellat olmak 6 640

Mahalleli bile cellat mezarlığını bilmiyor: Mahalleli bu duruma alışmış olsa da, yaşadıkları yerde cellat mezarlarının olduğunu bilmiyorlar. Öğrendiklerinde biraz korkuyor, çokça da şaşırıyorlar.

Osmanlı'da cellat olmak 7 740

Cellatlar üzerine büyük araştırma: Peki Osmanlı'da cellatlar nasıl seçilirdi? Onlar neden böyle bir mesleği seçerlerdi? Tüm bu soruların cevabını Yaşar Karaduman'ın araştırmasında bulabilmek mümkün. Peki Osmanlı'da cellatlar nasıl seçilirdi? Onlar neden böyle bir mesleği seçerlerdi? Tüm bu soruların cevabını Yaşar Karaduman'ın araştırmasında bulabilmek mümkün.

Osmanlı'da cellat olmak 8 840

Sarayda cellatlar her zaman hazır bulunurdu: Osmanlı'da adam asmak, boğmak ve kelle kesmek, bir ceza şekliydi ve bunun için de sarayda her zaman cellatlar bulundurulurd. Bir gurup cellat, padişah ve diğer yüksek rütbeliler için her an hazır durumda beklerlerdi.

Osmanlı'da cellat olmak 9 940

İnfazlar nerelerde yapılırdı: Sarayda verilen ölüm cezaları, Topkapı Sarayı bahçesinde bulunan bir çeşmenin önünde infaz edilirdi, cellatlar infazdan sonra kanlı baltalarını ve ellerini burada yıkarlardı, bu çeşmenin sağında ve solunda kesilmiş kafaların teşhir edildiği kelle taşları vardı bu taşlara ibret taşları da denirdi.

Osmanlı'da cellat olmak 10 1040

İnfaz çeşmesi: Bu çeşmenin bir adı da cellat çeşmesi veya siyaset çeşmesi idi, cellatların kaldığı yer ise çeşmenin bulunduğu duvarın arakasındaydı. Bu çeşme halen Topkapı Sarayı'nın ön bahçesinde bulunmakta, her gün önünden ne olduğunu bilmeden yüzlerce kişi geçmektedir.

Osmanlı'da cellat olmak 11 1140

Yedikule Zindanları İnfazlar bazen de Yedikule Zindanları'nda yapılırdı. (Bu zindanlar ziyarete açıktır idamların ve işkencelerin yapıldığı yerler gezilebilir.)

Osmanlı'da cellat olmak 12 1240

İnfaz şekilleri: Yani öldürme şekilleri, kişinin konumu, mevkii, rütbesine ve işlediği suça göre değişirdi. Osmanlı sultanları ve şehzadelerinin kanı dökülmez, yay kirişi, ip ve kementle boğularak öldürülürlerdi. Bu öldürme şekli Türklerin Müslüman olmadan önceki dinleri olan Şamanizm’den geliyordu. Doğan Avcıoğlu, “Türklerin Tarihi” adlı eserinin ikinci cildinde:” Şamanist Türkler kan akıtarak öldürmekten çekinirler, Osmanlı padişah ve şehzadeleri boğularak öldürülürdü” der.

Osmanlı'da cellat olmak 13 1340

Kelleler padişaha sunulurdu: İnfaz edilecek halktan biri ise, kelle kesme şekli uygulanırdı. İstanbul dışında, imparatorluğun uzak vilayetlerinde idam edilen devlet adamlarının öldürüldüklerini ispat etmek için, kesilen başları meşin bir kırbaya (torba) konur, torba balla doldurulur, İstanbul’a getirilir, gümüş bir tepsinin içinde padişaha sunulur, beden ise öldürüldüğü yere gömülürdü.

Osmanlı'da cellat olmak 14 1440

İki yerde mezarı olan devlet adamları: Bu nedenle, başı başka yerde, bedeni başka yerde gömülü iki mezarı olan devlet adamları, sadrazamlar çoktur.. Bunlardan en meşhuru Viyana kuşatmasındaki başarısızlığı ile başı kesilen ve bir bal torbası içinde İstanbul’daki sultana gönderilen ve sonrada denize atılan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idi.

Osmanlı'da cellat olmak 15 1540

Kesilen başlar halka sergilenirdi: Bu kesilen başlar bazende Topkapı Sarayı’nın ilk giriş kapısına asılır halka gösterilirdi. Bu kapı sarayın en dıştaki ilk kapısıdır, kesik başların konulduğu oyuklar halen durmaktadır. Kafalar üç gün kalırdı burda, bazen yüzlerce kafa olurdu.

Osmanlı'da cellat olmak 16 1640

Gayrimüslimlerin infazı: Cellatlar, Müslüman olan kişilerin infazdan sonra başlarını, cesedi sırt üstü yatırarak koltuğunun altına , Müslüman olmayanları ise yüzü koyun yatırarak, başlarını kıçlarının üzerine koyardı.

Osmanlı'da cellat olmak 17 1740

ldürülenin üzerinden ne çıkarsa celladın: Öldürülen kişinin cesedi ve üzerindeki kıymetli eşya, para ve giyecekleri cellatın malı sayılırdı. Cellat cesedi isterse atar, isterse ölünün sahiplerine mevki, rutbe ve konumuna göre parayla satardı.

Osmanlı'da cellat olmak 18 1840

Dilsiz ve sağır olurlardı: Osmanlıda cellatlar dilsiz ve sağır olurlardı, bu iş için seçilen kişilerin dilleri kesilirdi. Osmanlı tarihinde en hazin boğarak öldürme olayı 28 Ocak 1595 te cereyen etmiştir.

Osmanlı'da cellat olmak 19 1940

Padişahlar kardeşlerini infaz ettirirdi: Fatih Sultan Mehmet’in imparatorluğun devamlılığını sağlamak amacıyla çıkardığı, “Nizamı Alem” fermanı gereğince, fermanın metni şöyledir:( Her kimseye evladımdan saltanat müyesser ola (nasip ola) karındaşlarını nizamı alem için katletmek münasiptir.) Üçüncü Mehmed, 19 çocuk ve yetişkin şehzade kardeşlerini bir gecede dilsiz cellatlara boğdurmuştu. Ertesi günü Divanı Hümayun avlusuna üzeri kıymetli örtüler, kıymetli taşlarla bezenmiş sorguçlar ve kavuklar bulunan 19 şehzade tabutu konmuştu.

Osmanlı'da cellat olmak 20 2040

Üçüncü Mehmed 1595-1603 yılarında saltanat sürmüştür. Kanuninin torunu ve İkinci Selim’in oğludur, Kanije zaferi bu padişah zamanında kazanılmıştır. Üçüncü Mehmed bu zaferden sonra Ünye’de mezarı bulunan Tiryaki Hasan Paşa'ya bir çok değerli hediyelerle birlikte vezirliğe eş değerde Beylerbeyilik ünvanı vermiştir.

Osmanlı'da cellat olmak 21 2140

Cellatlar üzerine çıkmış kitaplar: Ondan sonra tahta geçen oğlu Birinci Ahmet, Fatih Sultan Mehmet’in koyduğu 150 senelik “Nizamı Alem” kanununu kaldırarak, kardeş öldürme geleneğine son vermiş ve kardeşini veliaht (gelecekte saltanatı devralacak kişi) ilan etmiştir. Cellatlar konusunda son zamanda üç yeni kitap yayınlanmıştır: “Cellatları da Asarlar- Ergün Hiçyılmaz” “Ölümün soğuk eli, Cellat-Muhammet Pamuk” “Cellat ve Ötekiler-Cengiz Yıldırım

Osmanlı'da cellat olmak 22 2240

Cellatlar insani duygulardan uzak ve merhemetsizdir: Osmanlı’da halk, İslam dininin adam öldürmeyi yasaklaması, can alan bu kişilere toplum tarafından hoş bakılmaması nedeniyle, bir çok insani duygu ve özelliklerden yoksun olan, acıma, merhamet, sevgi hisleri bulunmayan cellatları mezarlıklarına almamış, kendi aralarına gömülmelerini istememiştir.

Osmanlı'da cellat olmak 23 2340

Tarihçi Reşat Ekrem Koçu: ” Toplum, din ve ahlak anlayışımızın en güzel örneklerinden biri olarak, cana kıyan, kesen veya boğan celladın ölüsünü halkın, mezarlıklarına kabul etmemesi son derece takdire şayandır.” demiştir. Bu nedenle, Osmanlı cellatlar için İstanbul’un en ücra yerinde mezarlık yapmış ve cellatlar halktan ayrı olarak buraya gömülmüştür.

Osmanlı'da cellat olmak 24 2440

Yeni mezarlarla cellat mezarları iç içe: Bugün yeni mezarların arasında kalmış bir cellat mezar taşı bu mezarlık Eyüp semtinin Piyer Loti tarafındadır.

Osmanlı'da cellat olmak 25 2540

İki yerde cellat mezarlığı olduğuna inanılır: İstanbul’da iki yerde cellat mezarlığı olduğu bilinmektedir, Haldun Hürel.”İstanbul’u Geziyorum Gözlerim Açık” adlı eserinde bunlardan birinin,Edirnekapı’dan Ayvansaraya inen kara surlarının Eğrikapı civarında olduğunu yazar. Diğer bir cellat mezarlığı da Eyüpte, mezarlıklar arasından dar bir yokuşla çıkılan, Fransız yazar Pierre Loti’nin bir müddet yaşadığı, şimdilerde müze-kafe olan evin önünden gidilerek çıkılan, Karyağdı bayırında, Karyağdıbaba tekkesinin biraz ilerisindedir.

Osmanlı'da cellat olmak 26 2640

Mezar taşlarından anlaşılıyorlar: O zaman burası İstanbul’un en uç noktası kuş uçmaz, kervan geçmez kimsenin uğramadığı doğru dürüst yolu olmayan yabani ağaçlar içinde ürkütücü bir yerdi. Buraya Karyağdıbaba bayırı denmesinin nedeni biraz aşağısında bulunan bir bektaşi tekkesinden ileri gelir. Burası bugün normal mezarlık olmuştur, aralarda tek tük cellat mezarı kalmıştır. Bunların cellat mezarları oldukları ise mezar taşlarından anlaşılmaktadır. Osmanlı mezarlıkları, taş işçiliğinin en güzel örnekleri ile yapılmış mezar taşları ile doludur, burada gömülü insanların dünyada iken ne iş yaptıklarını mezar taşlarına bakarak anlamak mümkündür, vezir mi, denizci mi, subay mı yeniçeri mi ,ulema mı, kadı mı? hepsi mezar taşlarından anlaşılır.

Osmanlı'da cellat olmak 27 2740

Yan yana iki Cellat Mezarı Cellat mezar taşlarının üzerinde ise, isim, doğum tarihi, ölüm tarihi gibi hiçbir yazı ve işaret yoktur. Bu taşlar iki metre yüksekliğinde 40-50 cm. genişliğinde dikdörtgen şeklindedir. Birçok insan bu taşların bu mezarlıkta ne aradığını, niye dikildiklerini bilmez, ama normal mezar taşları ile yan yana öylece dururlar.

Osmanlı'da cellat olmak 28 2840
Osmanlı'da cellat olmak 29 2940

Dünyada eşi benzeri yok: Eyüp semtinin girişinde bulunan bu mezarlar günümüze ulaşanlardan en iyileridir. Cellat Mezarlarından diğer örnekler: Dünyada bir örneği daha bulunmayan bu mezarlık bir açık hava müzesi gibi korunması gerekirken kaybolup gitmiştir, birkaç sene sonra tamamen yok olacaktır. Cellatların normal mezarlıkları alınmamasında ise, insana saygı, iyilerle kötüleri aynı kefeye koymama felsefesi yatar. Halk bu insanların cesetlerini aralarına almamakla bunu anlatmaya çalışmıştır.

Osmanlı'da cellat olmak 30 3040

Yakınları bulamasın diye mezar taşlarında yazı yok: Mezar taşlarında hiçbir yazı ve işaret bulunmaması ise anlaşılır bir durumdur. Bu, öldürülen kişinin geride kalan yakınlarının, bunları mezar taşlarından bulup, mezarlarını tahrip etme eş ve çocuklarına kötülük veya başkaca bir hatalı tutum ve davranış içinde olmamaları için alınan bir koruma önlemi olsa gerektir. Böylece en azından, cellat baba seçmeme şansı olmayan günahsız çocukların kimler oldukları, varsa annesi, babası, akrabaları bilinmeyecek, cellat yakınları diye dışlanmayacaktır.

Osmanlı'da cellat olmak 31 3140

İŞTE İLGİNÇ CELLAT MEZARLARI...

Osmanlı'da cellat olmak 32 3240
Osmanlı'da cellat olmak 33 3340
Osmanlı'da cellat olmak 34 3440
Osmanlı'da cellat olmak 35 3540
Osmanlı'da cellat olmak 36 3640
Osmanlı'da cellat olmak 37 3740
Osmanlı'da cellat olmak 38 3840
Osmanlı'da cellat olmak 39 3940
Osmanlı'da cellat olmak 40 4040
Haberciniz © 2009
Anasayfa
Künye
İletişim
Gizlilik İlkeleri
Sitene Ekle
Haber Portalı Yazılımı
Haberciniz
Haberler
  • Son Haberler
  • Manşetler
  • Güncel
  • Spor
  • Magazin
  • Siyaset
  • Dünya
  • Asayiş
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Kültür Sanat
  • Eğitim
  • Bilim - Teknoloji
  • Yaşam
  • Araba
  • Medya
  • Sinema
  • Eğlence
  • Yemek Tarifleri
Kurumsal
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik İlkeleri
  • Kullanım Şartları
  • Geliştiriciler İçin