Günün sanatçısı: Michelangelo Buonarroti! İşte İtalyan sanatçının iz bırakan eserleri ve bilinmeyenleri

HABERCİNİZ, Sanatın pek çok yanıyla yakından ilgilenen ve gelmiş geçmiş en ünlü sanatçılardan biri olan Michelangelo kimdir? İşte İtalyan ressamın iz bırakan eserleri, hayatı ve bilinmeyenleri...
MİCHELANGELO KİMDİR?
İstanbul Sanat Evi İtalyan Rönesans dönemi ressam ve heykeltraş Michelangelo'nun hayatını şöyle özetliyor, Michelangelo, 1475’de Floransa Cumhuriyetine bağlı Caprese’de doğdu. Genç yaşta, hümanist Francesco da Urbino’nun yanında dilbilim okumak için Floransa’ya gönderildi. Ancak, onun okula hiç ilgi göstermedi ve kiliselerdeki resimleri kopyalamaya çalıştı. Çocukluk çağından itibaren yetenekli olduğunu belli etti ve 1489’da Lorenzo de Medici, Ghirlandaio’dan iki en yetenekli öğrencisini tavsiye etmesini isteyince, o Michelangelo ve Francesco Granacci’yi önerdi. Ancak, Lorenzo de Medici ‘nin ölümünden (1492) şartlar tersine döndü ve babasının evine geri dönmek zorunda kaldı.
1496’da Roma’ya gitti ancak pek başarılı olamadı. 1497 Kasım ayında, Fransız Büyükelçisi Kardinal Jean de Bilhères-Lagraulas için, Meryem’in kucağında İsa’yı ve acıyı (pieta) konu edinen bir heykel siparişi verdi. Bu çalışma yakında heykel sanatının en büyük başyapıtlarından biri olarak kabul edilecekti. Bu eser şimdi St Peter Bazilikası’nda yer almaktadır. Michelangelo 1499’da Floransa’ya döndü. Burada, Agostino di Duccio tarafından 40 yıl önce başlayan tamamlanmamış bir projeyi tamamlamak için yün Loncası Konsülleri tarafından davet edildi. Floransa’nın özgürlük sembolü olarak Katedrale yerleştirilmesi için devasa bir David heykeli siparişi aldı. Sanatçı 1504 yılında en ünlü eseri olan David Heykelini tamamlayarak teslim etti. Eser, kesinlikle olağanüstü teknik beceri ve sembolik hayal gücünün bir tezahürü idi. Botticelli ve Leonardo da Vinci de dahil olmak üzere danışmanlardan kurulu bir ekip, onun yerleşim yerine karar vermeye çalıştılar. Sonunda Piazza della Signoria’daki, Palazzo Vecchio önüne yerleştirildi. Bugün orada bir kopyası durmakta aslı ise akademide muhafaza edilmektedir.
1505’te tekrar Roma’ya gitti ve yaklaşık dört sene boyunca Sistine Şapeli’nin tavan resimlerini çalıştı. 1534’te Papa Clement VII ölümünden kısa bir süre önce Sistine Chapel sunak duvarında son bir freski boyamak için görevlendirdi. Halefi Paul III, Michelangelo’nun başladığı projenin tamamlanması için 1534’ten Ekim 1541’e kadar çalışmasına izin verdi. Fresk, Mesih’in yeniden gelişini ve ruhların yargılanışını tasvir etmektedir. Michelangelo, büyük, kaslı, genç, sakalsız ve çıplak olarak gösterdiği İsa’nın tasvirinde klasik kaideleri göz ardı etti. 1546 yılında St. Peter Bazilikası’na mimar olarak atandı ve projeyi devralmak için ikna edildi. O merkezi planlı bir kilise için fikirlerini geliştirdi, hem fiziksel hem de görsel olarak yapının güçlendirilmesine çalıştı.
MİCHELANGELO'NUN EN ÜNLÜ ESERLERİ
Edebiyat, resim ve heykel sanatında usta eserler ortaya koyan Michelangelo'nun en ünlü eserleri şöyle...
ADEM’İN YARATILIŞ TASVİRİ
Adem'in Yaratılışı (İtalyanca: Creazione di Adamo), Sistine Şapeli'nin tavanındaki ünlü bir fresktir. Michelangelo tarafından 1511 dolaylarında yapılmıştır. Tüm zamanların en çok replikası yapılan dinî resimlerinden biridir. Fresk, Hristiyanlık'ta Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış bölümünde, Tanrı Baba'nın ilk insan Âdem'e hayat üflemesi konusunu betimler. Bu betim bugün dünyanın en ünlü betimlemelerinden birisidir ve modern kültüre farklı biçimlerde yansımıştır. Freskte yer alan Tanrı ve Âdem'in ellerini içeren detay da freskin en ünlü kısımlarındandır. Tanrının yüzü olarak, Mikalanjelo'nun kendi yüzünü çizdiği düşünülmektedir. Bir diğer görüşe göre reform ve rönesanstan sonra insanın tanrıya yabancılaşması resmedilmiştir.
DAVUT HEYKELİ
Michelangelo’nun Davut Heykeli, Michelangelo Buonarroti tarafından 1501 yılında yapımına başlanmış ve 1504 tarihinde tamamlanmıştır. Geniş çevrelerce, Michelangelo’nun (Pietà ile birlikte) en iyi iki heykelinden biri ve Rönesans heykel sanatının bir başyapıtı kabul edilmektedir. Eser, Davut’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir. 5,17 metre yüksekliğindeki mermer heykel Floransa’nın bir sembolü niteliğindedir. Heykelin tamamı 8 Eylül 1504 tarihinde ortaya çıkarılmıştır.
AZİZ PETRUS BAZİLİKASI
1 Ocak 1547 tarihinde 3.Paulusegemenliğinde , Michelangelo- O dönemde yetmiş yaşın üzerineyken- yapının mimarı oldu. Yapının bugünkü halinin ana mimarı kendisidir. Michelangelo yapı tamamlanamadan ölmüş olsa bile yapıyı diğer insanların tamamlayabileceği seviyeye getirmişti. Michelangelo 2.Julius'un mezarına oymacılık yapmak, Sistine Şapeli'nde çizimler yapmak-ki bu 5 yılını almıştır- ve devasa 'Kıyamet Günü ' freskini yapmakla papalar için oldukça fazla çalışma yapmış ve kendisi kardinal ve papalarla çalışmayı oldukça zor bulmuştur. Papa Paulus ona St.Peters'ın yeni mimarı olmasını teklif ettiğine kendisi ilk başta bu işi istememiştir.Aslında Papa Paulus da ilk seçimini Giulio Romano'dan yana kullanmıştır fakat kendisinin ani ölümü üzerine Michelangelo ile görüşmüşür. Michelangelo teklifi yalnızca tamamen kendi istekleri doğrultusunda yaparsa kabul edeceğini söylemiştir. Michelangelo: '' Bunu sadece Tanrının aşkı ve Havarinin onuru için yapıyorum.'' demiştir.
BACCHUS
Bacchus (orijinal İtalyanca: Bacco, İngilizce: Bacchus), (1497) İtalyan Yüksek Rönesans heykeltıraş, ressam, mimar ve şairi Michelangelo' nun bir mermer heykelidir. Heykel, bir dereceye kadar doğal büyüklüğün üzerinde de olup Roma şarap tanrısı Bacchus' ü betimlemektedir. Heykel Michelangelo'nun Pietà' sı ile sanatçının kesin olmamakla birlikte Roma'daki ilk dönemindeki sadece iki heykelinden biridir. Bacchus, yuvarlanan gözler ile betimlenir, onun sendeleyen vücudu hemen hemen kayanın yeryüzüne çıkması gibi sallanmaktadır. Onun arkasında oturan bir faun olup, sol elinden kaymakta olan bir salkım üzümü yemektedir. Kabaran göğüs ve karın alt kısmı ile figür Giorgi Vasari'ye "genç adamın dermansızlığı ve etli butlu oluşuyla ve kadının toparlaklığıyla" önerilmiş ve onun erkek ve kadın karakteriyle karışık özelliği sık sık kaydedilmiştir. İşin ilham kaynağı olarak Gaius Plinius Secundus' un Praksiteles ile bir bronz heykel' in kaybının Tabiat Bilgisi' nde olacağıdır ki burada "Bacchus, sarhoşluk ve bir Satir" betimlenir.
MUSA’NIN HÜKMÜ
Musa'nın Hükmü, Michelangelo tarafından yapılan ve II. Julius'un mezarının merkezindeki yer alan ana heykeldir. Heykelde tasvir edilen kişi Musa peygamberdir. İnsan üstü boyutta ve oturan adam şeklinde tasarlanan heykelin sağında ve solunda, dışa dönük canlı bir yaşamla içe dönüklüğü temsil eden Lea ve Rahel heykelleri bulunmaktadır.
II. Julius'un mezarı, Musa'nın sağında Rahel, solundaysa Lea heykelleri bulunmakta. Musa tanrısal on emri halkına bildirmek için Sina Dağına çıkar ve orada kırk gün kırk gece bekler. Şehre döndüğünde, halkının altından yaptıkları bir buzağı heykeline taptıklarını görür. Bu, onda büyük bir kızgınlık ve hiddet yaratır. Michelangelo’nun Musa’sı, bu anı temsil eder.
PİETÀ
Pietà, kucağında ölü İsa Mesih'i tutan Meryem Ana heykelidir. Fransız Piskopos Jean Bilheres, Pietà’yı 1498'de, San Pietro'daki mezarı için sipariş etmiştir. O dönemde, İtalya topraklarında Meryem Ana ve İsa'nın bir arada tasvir edildiği mermer yapıtlar alışılmış değildi. Belki de bu yüzden sanatçıyla işveren arasındaki yazılı anlaşma, eserin tam olarak nasıl görünmesi gerektiğini detaylarıyla belirtir. Buna göre heykel, "bir esvaba sarılmış olan Meryem Ana'nın kollarında yatan İsa'nın naaşını" betimlemeliydi. Heykelde yeni olan Meryem'in gencecik yüzüdür, çünkü o zamana kadar Meryem Ana heykellerde genellikle yaşlı bir kadın olarak tasvir edilirdi. Michelangelo'nun konuyla ilgili olarak, Meryem'in bakireliği ve saflığı sayesinde gençliğini muhafaza ettiğini söylediği aktarılır. Heykel, İsa'nın çarmıhtan indirildiği anı canlandırır. Hristiyan inancına uygun olarak, Tanrı'nın oğlunun cansız bedeni artık annesinin kollarında yatmaktadır. Meryem, İsa'nın bedenini sağ eliyle güçlü bir biçimde kavrarken, sol eliyle de naaşı izleyiciye sunmakta ve herkesi İsa'ya saygıya davet etmektedir. Meryem bunu yaparken gözlerini yere indirmiştir, böylelikle müminlerin yüzlerine doğrudan bakmak istemediğini gösterir.
SİSTİNA ŞAPELİ TAVANI
Sistina Şapeli tavanı, 1508-1512 yılları arasında Michelangelo tarafından resimlerle süslenmiştir. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışmalar sonucunda, Rönesans döneminin en görkemli ve önemli eserlerinden birisi ortaya çıkmıştır. İsmini IV. Sixtus'tan alan ve 1477-1480 yılları arasında yapımı tamamlanan Sistina Şapeli'nin tavanı, II. Julius'un emriyle yenileme ve görselleştirme projesi kapsamında boyanmıştır. Şapelin tavan süslemelerinde aslında bir hikâye anlatılmış; orta kısımda yer alan 9 sahne ile Tekvin'deki yaratılışın 9 mühim olayına gönderme yapılmıştır. Bu projede Michelangelo'nun yanı sıra Sandro Botticelli, Domenico Ghirlandaio, Pietro Perugino ve Raffaello Sanzio gibi dönemin birçok önde gelen sanatçısı yer almıştır. Şapelin tavanındaki birçok fresk ve Kutsal Duvardaki büyük Kıyamet Günü tasviri Michelangelo tarafından çizilmiştir. Raffaello şapelin goblenlerini işlemiş, diğer sanatçılar ise yaptıkları duvar resimleriyle bu işe katkıda bulunmuşlardır. Özellikle Michelangelo'nun yaptığı fresklerde kullandığı kendine has figürleri, giyinik ve nü insan modelleri onun yaratıcı sanat anlayışının üstünlüğünü ve gelişmişliği kanıtlamış; gelecek kuşaklar için de önemli ve öğretici örnekler haline gelmiştir. Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı'ndaki Tanrı ile Adem'in ellerinin kavuşması detayı, Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa tablosundan sonra dünyada en çok taklit edilen ve reprodüksiyonu yapılan sanat eseridir.
SON YARGI
Kıyamet günü ya da Son Yargı (İtalyanca: Il Giudizio Universale),[1] İtalyan Rönesans ustası Michelangelo tarafından Vatikan'daki Sistine Şapeli'nin Sunak duvarına yapılmış bir fresktir. İsa'nın ikinci gelişini ve Tanrı'nın insanlığa son ve nihai kararını tasvir eder. Michelangelo esere Sistina Şapeli tavanı'dan 25 yıl sonra başladı ve 1536 ile 1541 yılları arasında bitirdi.(1535-1536 sunak duvarının hazırlanması bir yıl aldı.) Michelangelo bu önemli esere ilişkin siparişi ilk olarak VII. Clemens'ten kabul etti. Eserin asıl konusu dirilişti ancak papanın ölümünden sonra halefi III. Paulus, kıyamet temasının 1530 Roma'sı için daha uygun olacağını hissetti. Geleneksel orta çağ kıyamet günü tasvirlerinde toplumsal konumlarına göre giyinen figürler gösterilirken, Michelangelo yeni bir standart oluşturdu. Olayın çığır açan konsepti çıplaklıklarıyla eşit haklara sahip sıra dışı figürleri gösteriyor. Sanatçı Kutsanmışların ve Lanetlilerin ayrılmasını, kurtulanların yükselişini sol tarafta, lanetlilerin alçaltılışını ise sağ tarafta tasvir etti. Fresk, tavan fresklerinden daha monokromatiktir ve vücut ve gökyüzü tonları hakimdir. Freskin temizlenmesi ve restorasyonu, daha önce göründüğünden daha geniş bir renk aralığı ortaya çıkardı.