Ekonomist İbrahim Kahveci: Sakın ama sakın erken seçim istemeyin

Ekonomist İbrahim Kahveci: Sakın ama sakın erken seçim istemeyin
Ekonomist ve Karar yazarı İbrahim Kahveci, bugünkü yazısında muhalefet çağrı yaparak erken seçim olmaması gerektiğini söyledi. Kahveci, "Yanlışların faturası henüz tam gelmedi. Hatta felaketin büyük kısmı hala heybede... Bekleyelim o yıkımla yanlış yapanlar yüzleşsin. Ne zamana kadar mı? Bu toplum yanlışları yuhalayana kadar" dedi.

Ekonomist ve Karar yazarı İbrahim Kahveci, muhalefetin erken seçim talebinde bulunmaması gerektiğini ifade ederek, yapılan hatalarla iktidarın yüzleşmesinin doğru olacağını söyledi. Kahveci, halkın uyanması için bunun şart olduğunu ifade ederken, asıl büyük yıkımın henüz gelmediğini belirtti.

Erken seçim tartışmaları yaşanırken, İbrahim Kahveci'den erken seçim istememe çağrısı geldi. İktidarın icraatlarının ters ve temelsiz olduğunu gösterebilmenin tek yolunun bu olduğunu ifade eden Kahveci, şu değerlendirmeleri yaptı:

SAKIN AMA SAKIN ERKEN SEÇİM İSTEMEYİN

"Sakın ama sakın erken seçim istemeyin. Bırakın seçimler zamanında yapılsın. Neden mi? Mevcut yönetimin sözleri ile icraatlarının ne kadar ters ve temelsiz olduğunu toplumun daha iyi anlaması için.

RESMEN BATIYORUZ

Bugün bile hâlâ ekonomide çok iyiyiz, az kaldı uçmaya laflarına inanan bir kesim var da ondan. Oysa resmen batıyoruz. Ama bunu bizler-işi bilenler biliyor. Mesela Bakan Nebati 'Dünya bize gıpta ile bakıyor' diyor ya. İşte sadece bu sözün herhangi bir göstergesi var mı?

DIŞ BORÇLANMA FAİZİMİZ EN AZ %11,5 EDİYOR

Ülkenin kredi notları çöp seviyesinde... Ülkenin risk primi zirvelerde... Nasıl bir gıptaymış bu? Bakın risk primi artınca ne oluyor söyleyeyim? Borçlanma faiziniz yükseliyor. Mesela CDS denilen risk priminiz 850 seviyesindeyse Libor+850 ekleniyor. Şu sıralar Libor 3,0 seviyesinde ve üzerine bizim 8,5 puanlık risk primini eklediğimizde dış borçlanma faizimiz en az %11,5 ediyor. (Batmanın resmidir) Hatırlarsanız 2015 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘vatan satmanın' tanımını yapmıştı. Ve orada vatan satmanın bir göstergesi de yüksek faiz demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatan satmak olarak gösterdiği faizlerde o günlerde TL oranları %7,5 seviyesindeydi. Evet, evet yanlış okumadınız, TL faizleri o günlerde yüzde 7,5 civarındaydı. Şimdi TL faizleri ne kadar? Yani yatırımcı için, üretim için, istihdam için ne kadar? Yine ben MB verilerinden söyleyeyim: Yaklaşık yüzde 30 seviyelerinde. O günlerde TL faizi yüzde 7,5 iken şimdilerde DOLAR FAİZİ yüzde 11,5 seviyelerine geldi.

DURUN HENÜZ BAŞLIYOR

Acaba VATAN ne durumda diye sormak ister misiniz? İşte onun için biraz bekleyeceksiniz. Dar gelirliler için çile yeni başlıyor. Sayın Bakan Nebati demişti ya; 'bir tek dar gelirliler kazanmadı'... Durun henüz başlıyor. Haziran ayının ortasına geldik ve hala asgari ücret belirlenmedi. Zam verecekler mi, vermeyecekler mi? Belli değil... Ankara’nın kafasında 'zam verirsek enflasyon artar' şüphesi var. Bence de vermesinler. Asgari ücretlinin tüketimi ülkeyi batıracakmış... İşte Ankara o nedenle korkuyor. Ama kendi zamlarından, kendi yanlışlarından hiç korkmuyor.

YANLIŞLARIN FATURASI HENÜZ TAM GELMEDİ

Neden mi? Nasılsa her halükarda bizi alkışlayan bir kesim var diye düşünüyor olabilirler. Bence biraz haklılar: Van’da görmediniz mi? 1982 yılında açılan Üniversiteyi Erdoğan biz açtık dediğinde gelen alkışları... Gerçek dışı bilgileri bu kadar alkışlayan bir kesim varsa biraz daha beklemek gerekiyor. O nedenle seçimler henüz yapılmamalı. Yanlışların faturası henüz tam gelmedi. Hatta felaketin büyük kısmı hala heybede... Bekleyelim o yıkımla yanlış yapanlar yüzleşsin. Ne zamana kadar mı? Bu toplum yanlışları yuhalayana kadar. Kimseye yanlış konuşma fırsatı ve imkanı vermeyene kadar. Kısaca biraz daha uyanana kadar..."

HABERE YORUM KAT
Keşfet